Yerel seçimler döneminde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu‘nun kampanya direktörlüğünü yapan yazar ve siyasi danışman Necati Özkan, İmamoğlu’na verilen hapis cezasını, Gezi davasında verilen hapis cezalarının onanmasını ve İBB’ye başlatılan terör soruşturmasını örnek göstererek, “Bunların neresi normal? Muhalefetin tam ve cesur bir birlikteliği için daha ne bekleniyor?” diye sordu.
“Ülke olarak karşı karşıya kaldığımız riskler ve tehditler, Cumhuriyet tarihimizde olmadığı kadar yüksek” diyen Özkan, Cumhuriyet gazetesinde kaleme aldığı yazısında şunları kaydetti:
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na “ahmak davasıyla” verilen ceza sadece İmamoğlu’na değil, tüm demokratik muhalefete ve seçmen iradesine karşı verilmişken… Başörtüsü gerekçesiyle geliştirilen anayasa teklifinin amacı muhalefeti bölmek ve yönetmek iken… Yurtdışına askeri harekat planlama çabaları, ulusal güvenliğin değil iktidarın belirsizlik ortamı yaratma çabasının gereğiyken… 6 Ocak ve 10 Ocak’ta HDP kapatma davası ve hazine yardımlarının kesilmesi süreçleri hızlandırılırken… Yani, iktidar muhalefeti dağıtmak ve lider kadroları paralize etmek için habire el yükseltirken… Muhalefet nasıl olur da normal bir düzende ve normal bir devlette yaşıyormuş gibi ağırdan alabilir? Tüm bunları ortak bir medeniyet kampanyası konusu yapmak dururken… Nasıl olur da birtakım “kafaların” yarattığı suni gündeme hapsolup enerji kaybedebilir?
…
Aralık sonunda yayımlanan pek çok araştırmaya göre iktidar partisinin seçmen desteği artıyor. Altılı masanın Meclis’te nitelikli çoğunluğu elde etmesi ve HDP’nin desteği olmaksızın cumhurbaşkanlığını kazanması imkânsız hale geliyor.”